Yapay Zekâ Çağında Marka Olmak: Şirketiniz Nereden Başlamalı?
- Damla Akarsu Aydın
- 4 gün önce
- 1 dakikada okunur

Yapay zekâ, sadece bir teknoloji olmaktan çıkıp iş yapma biçimlerini, toplumsal beklentileri ve marka algısını dönüştüren bir ekosisteme dönüştü. Jonathan Crary'nin 24/7 dünyasında, uykusuz kalan bir zihnin bile tüketici olarak konumlandığını görürken; markaların bu süreklilik baskısına nasıl dahil olduklarını sorgulamamak artık bir eksiklik.
Markalaşma, artık sadece görünmekle ilgili değil. Bir stratejiye sahip olmakla da değil. İçinde bulunduğun dünyayı okuyarak, kendine ait bir dil yaratmakla ilgili. Bu da ancak yapay zekâ gibi büyüyen sistemleri kendi marka hafızanla işleştirerek mümkün oluyor.
Bugün ChatGPT bir içerik üretiyor, Midjourney görsel tasarlıyor. Ama bu, senin markanın sesi oluyor mu? Bu sorunun cevabı hala senin stratejine bağlı. Çünkü yapay zekâ, kendi başına bir fark yaratmaz; doğru ellerde bir anlam kazanır.
Moda ve tasarımdan sağlık ve eğitime kadar her sektörde yapay zekâ farklı konuşur.
Moda bir stil tahminine,
Sağlık erken teşhise,
Eğitim ise öğrenme biçimlerinin uyarlanmasına odaklanır.
Her marka kendine şu soruyu sormalı: "Ben bu dönüşümü nereden okuyorum?"
Yapay zekâ ile marka olmak, "trendleri takip etmek" değil. Aslında tam tersine: kendi algoritmanı kurmak demek.
Comments