Kazanç Biçimini Seçmek: Labu Ajans’tan Bir Yol Hikâyesi
- damla80
- 22 Nis
- 1 dakikada okunur

Bugün bir başarı hikâyesi anlatmayacağım.
Çünkü her gün başarı değil; tutum yazar ajans defterine. Ve biz Labu’da, tutumumuzu baştan belirledik: Dürüst çalışacağız. Doğrudan iletişim kuracağız. Ve etkiden önce anlamı koyacağız.
Her Proje Bir Sınav
Bir teklif geldiğinde sadece bütçeye bakmıyoruz.İlk sorumuz şu oluyor:“Bu iş markanın hikâyesine değer katar mı?”Çünkü biz sadece işler bitirmiyoruz; markaların hikâyesine iz bırakıyoruz.
Ve bu iz, ancak “gerçek” olanla kalıcı hale gelir.O yüzden zaman zaman hayır diyoruz.Yapabiliriz ama yapmamalıyız dediğimiz her işte, aslında uzun vadeli bir güven inşa ediyoruz.
Doğrudanlık: Cesaretle Çalışmak
Doğrudan olmak, karşılıklı saygının en sade hali.Yapamayacağımız bir şeyi söz vermemek, yapabildiğimizi parlatmadan anlatmak...Bu bir duruştur.
Ve biz Labu Ajans’ta biliyoruz ki: Dürüst iletişim, kısa vadede değil; güçlü bağlarda kendini gösterir.
Biz Neyi Başarı Sayıyoruz?
Bütçeler, kampanyalar, takipçiler elbette önemli.Ama biz, şunları “başarı” sayıyoruz:
Bir markanın hedef kitlesiyle ilk defa gerçekten konuşabildiğini görmek.
Yalnızca görsel değil, hikâye inşa eden işler üretmek.
Bizimle çalışanların sadece “memnun” değil, “gururlu” hissetmesi.
Bunlar bir banka hesabına değil, marka hafızasına işleniyor. Ve biz o hafızada yer edinmeyi değerli buluyoruz.
Bugün Ne Yaptık?
Bugün bir markaya hayır dedik.Çünkü biliyorduk ki bu iş onun öz değerlerine uymayacak.Bugün başka bir markaya, önerdiği kampanyayı değiştirmeyi teklif ettik.Çünkü biliyorduk ki o fikirle, sadece görünür olacak ama hatırlanmayacaktı.
Bugün “para kazanmadık” değil, bugün “doğru kazanmayı” seçtik.
Kommentare